Erken Doğumun Sağlığı Nasıl Etkilediği

Erken doğum, kişinin ilerideki fiziksel ve ruhsal gelişimini önemli ölçüde etkileyebilir. Yapılan araştırmalar, gebelik süresi dolmadan doğan çocuklarda psiko-duygusal bozukluklar da dahil olmak üzere çeşitli rahatsızlıklara yakalanma riskinin arttığını gösteriyor.

Bilim insanlarına göre, erken doğan çocuklarda depresyon, kaygı bozuklukları ve yeme bozuklukları görülme olasılığı daha yüksek. Özellikle 32. gebelik haftasından önce doğanlarda bu tür sorunların görülme olasılığı daha yüksektir. Sinir sistemleri tam olarak gelişmediği için, ileride strese karşı daha savunmasız hale gelirler.

Bu çocuklarda ayrıca, ani ruh hali değişimleri ve ağır vakalarda manik ataklar ve psikozla ilişkili olan bipolar bozukluk geliştirme riski de daha yüksektir. İstatistikler, önemli ölçüde erken doğan kişilerde bu tür durumların görülme olasılığının, zamanında doğanlara göre birkaç kat daha fazla olabileceğini gösteriyor.

Prematüre bebeklerde psiko-duygusal yönlerinin yanı sıra erken yaşta yaşanabilecek olası yaralanmalar nedeniyle beyin fonksiyonlarında da sorunlar görülebiliyor. Sinir sisteminin olgunlaşmaması, çeşitli nörolojik bozukluklara karşı daha hassas olmalarına neden olur; bu da öğrenme ve bilişsel işlevleri etkileyebilir.

Ancak zamanında tıbbi gözetim ve kapsamlı destek riskleri önemli ölçüde azaltabilir. Erken doğan çocukların anne babalarının düzenli olarak uzmanlara danışmaları, çocuğun ruhsal ve fiziksel durumunu takip etmeleri, gerekirse olası sapmaların erken tespiti için muayene yaptırmaları önemlidir.

Modern tıp bu konuda büyük ilerlemeler kaydetmiş olup, erken doğumla ilişkili pek çok sorun gerekli ilgi gösterildiği takdirde düzeltilebilmektedir. Aile desteği, yetkin bakım ve zamanında teşhis, bu tür çocukların başarılı bir şekilde uyum sağlamalarına ve dolu dolu bir yaşam sürmelerine yardımcı olacaktır.