Tetanoz, özellikle her birkaç dakikada bir çocuğun öldüğü gelişmekte olan ülkelerde ölümcül bir hastalık olmaya devam etmektedir. Bu bulaşıcı hastalık insandan insana bulaşmaz, ancak oksijensiz bir ortamda aktif olarak çoğalan bir bakteriden kaynaklanır. Enfeksiyon vücuda yaralar veya hasarlı deri yoluyla, çoğunlukla da kirlenmiş toprak veya tozla temas sonucu girer.
Yenidoğanlar, prosedürler steril koşullar altında gerçekleştirilmediği takdirde doğum sırasında tetanoza yakalanma riski altındadır. Örneğin, göbek kordonunu keserken steril olmayan aletler kullanmak enfeksiyonun bebeğin vücuduna girmesine neden olabilir. Enfeksiyon kan damarları yoluyla yayılarak sinir sistemini etkiler, kas spazmlarına, kramplara ve çoğu vakada ölümcül olan şiddetli ağrılara neden olur.
Tetanoz insanoğlu tarafından çok eski zamanlardan beri bilinmektedir ve Hipokrat da dahil olmak üzere eski hekimler tarafından incelenmiştir. Bu hastalıkla mücadelede 19. yüzyılın sonlarında tetanoza neden olan etken keşfedildiğinde ve 20. yüzyılın başlarında hastalığın önlenmesi için bir antitoksin ortaya çıktığında bir atılım gerçekleşti. Ancak tıptaki önemli ilerlemelere rağmen tetanoz, sağlık hizmetleri ve sanitasyonun yetersiz olduğu ülkelerde insanların hayatını tehdit etmeye devam etmektedir.
Durum özellikle tıbbi bakımın neredeyse erişilemez olduğu uzak kırsal bölgelerde kritiktir. Bu bölgelerde tetanos, basit bir aşılama ile kurtarılabilecek bebeklerin canını almaya devam etmektedir. İstatistikler bu yıl 128.000 yeni doğanın hastalık nedeniyle ilk doğum gününü göremeyeceğini göstermektedir. Birçok vaka bildirilmediği için salgının gerçek boyutunu tahmin etmek zordur.
Bu tehditle mücadele etmek için UNICEF gibi uluslararası kuruluşlar tetanos riski yüksek ülkelerde geniş çaplı aşılama programları yürütmektedir. Aşılama, hem anneyi hem de çocuğu ölümcül hastalıktan koruyarak trajediyi önleyebilir. Hamilelik sırasında yapılan iki doz aşı, hem anneyi hem de yenidoğanı hastalıktan tamamen koruyabilir.
Tetanoza karşı mücadelede her birimiz üzerimize düşeni yapabiliriz. Bunun bir yolu, ihtiyacı olanlar için aşı parası toplanmasına yardımcı olan hayır etkinliklerine katılmaktır. Örneğin, bazı şirketler, ürünlerini satın aldığınızda, fonların savunmasız gruplar için aşı satın almaya gittiği girişimleri desteklemektedir.
Böylece, küçük bir eylem bile yeni doğmuş bir bebeği tehlikeli bir hastalıktan koruyarak hayatını kurtarmaya yardımcı olabilir. Tetanozun önlenebilir olduğunu ve basit bir aşı ile binlerce ölümün engellenebileceğini unutmamak önemlidir.